SAHİH-İ MÜSLİM

Bablar Konular Numaralar  

EŞRİBE BAHSİ

<< 2037 >>

NUMARALI HADİS-İ ŞERİF:

 

139 - (2037) وحدثني زهير بن حرب. حدثنا يزيد بن هارون. أخبرنا حماد بن سلمة عن ثابت، عن أنس؛

 أن جارا، لرسول الله صلى الله عليه وسلم، فارسيا. كان طيب المرق. فصنع لرسول الله صلى الله عليه وسلم. ثم جاء يدعوه. فقال (وهذه؟) لعائشة. فقال: لا. فقال رسول الله صلى الله عليه وسلم (لا). فعاد يدعوه. فقال رسول الله صلى الله عليه وسلم (وهذه؟) قال: لا. قال رسول الله صلى الله عليه وسلم (لا). ثم عاد يدعوه. فقال رسول الله صلى الله عليه وسلم (وهذه؟) قال: نعم. في الثالثة. فقاما يتدافعان حتى أتيا منزله.

 

{139}

Bana Züheyr b. Harb rivayet etti. (Dediki): Bize Yezid b. Harun rivayet etti. (Dediki): Bize Hammad b. Seleme, Sâbit'den, o da Enes'den naklen haber verdi ki,

 

Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in îranlı bir komşusu güzel çorba yaparmış. Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e de yapmış. Sonra onu davete gelmiş. Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Âişe için:

 

«Bunu da davet ediyor musun?» demiş. Komşusu:

 

  Hayır! cevâbını vermiş. Onun üzerine Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):

 

«Hayır! (Gidemem!)» cevabını vermiş.

 

Komşusu tekrar davete gelmiş. Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) (yine) :

 

«Bunu da da'vet ediyor musun?» diye sormuş. O zât:

 

  Hayır! cevâbını vermiş. Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):

 

«Hayır! (Gidemem!)» demiş.

 

Sonra tekrar dönerek onu davet etmiş. Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) (yine) :

 

«Bunu da davet ediyor musun?» diye sormuş. Komşusu üçüncüde:

 

— Evet! cevâbını vermiş. Bunun üzerine kalkarak peşpeşe yürümüşler ve komşunun evine varmışlar,

 

 

İzah:

Nevevî diyor ki: «Bu hadîs ortada bir özür bulunup davete icabetin vücûbuna mâni olduğuna hamledilir. Bu sebeple Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) icabet edip etmemekte muhayyer bulunuyordu. O da iki caizden birini seçti. Hz. Âişe'ye de izin verilmezse davete gitmeyecekti. Zira Hz. Âişe'de açlık veya benzeri bir şey vardı. Bundan dolayı Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) onsuz yemeğe gitmeyi kabul etmedi. Bu adâb-ı muaşeretten, arkadaşlık hukukundan ve beraber düşüp kalkma adabından ma'duddur. Komşusu Hz. Âişe'nin gelmesine izin verince Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) kendisi için caiz olan ikinci şıkkı seçmiştir. Çünkü maslahat yenilenmiştir. Bu da zevcesi için arzu ettiği ikramın husul bulmasıdır...»

 

Velime bahsinde uîemanın davete icabetin hükmü hususunda ihtilâf ettiklerini, davete gitmemek için ne gibi şeylerin, özür sayılacağını görmüştük.

 

Bazıları: «İranlı zâtın Hz. Âişe'yi davet etmemesi, ihtimal yemeği az olduğu içindir» demişlerdir. Hadîs-i şerif çorba ve diğer mubah yemeklerin yenilmesi caiz olduğuna delildir.